ABD & Kanada
TPR Turkey olarak öğrencilerimiz için efektif bir akademik planlamanın yanı sıra karakter olarak da öne çıkabilecekleri çözümler üretmeye çalışıyoruz.
Müfredat Planlaması
- IB, AP, Abitur, MEB, vs.
- High / Standard Levels, AP Exams, vs.
ABD & Kanada
TPR Turkey’de, ABD’nin Ivy League ve diğer ‘çok seçici’ üniversitelerinde eğitim hayatlarını sürdürmek isteyen 9., 10., 11. ve 12. sınıf öğrencilerine kapsamlı danışmanlık hizmeti veriyoruz.
Kabul oranları 4.5% ile 15% arasında gezinen ‘top’ Amerikan kolejlerine kabul edilebilmek için elbette binlerce etkileyici akademik profil arasından sıyrılmak gerekiyor.
Dolayısıyla ‘çok seçici’ kolejleri hedefleyen bir öğrenci için her ne kadar yüksek SAT/ACT skorları ve güçlü bir lise akademik performansı olmazsa olmaz ise de salt akademik kriterlerin kabul için yetersiz kaldığı bir dönemdeyiz. Üstelik birçok velinin ve öğrencinin düşündüğünün aksine ‘çok seçici’ kolejler ideal adaydan birçok alanda faaliyet göstermesini ve ‘çok yönlü’ olmasını beklemiyor. Şafakta keman çalan, öğlen mülteci çocuklara ücretsiz ders veren, akşam üstü yelken gezintisine çıkan, gece de ertesi haftaki toplantı için MUN sunumu hazırlayan öğrencinin ideal Harvard öğrencisi olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Biz de TPR Turkey olarak öğrencilerimiz için efektif bir akademik planlamanın yanı sıra karakter olarak da öne çıkabilecekleri çözümler üretmeye çalışıyoruz.
Nitekim yüksek not ortalamaları, dönem sıralamaları ve rekabetçi standardize test skorları ‘çok seçici’ kolejlere başvuran adayların neredeyse hepsinin sahip olduğu özellikler. Bu noktada Türkiye’den bir adayın diğerlerinin önüne geçebilmesi için üzerinde durulması gereken noktalar olarak akademik olgunluk, entelektüel gelişim ve/veya aktivite alanında derinlik ortaya çıkıyor.
Öte yandan, yurt dışı eğitim alanındaki tecrübemiz çoğu veli ve öğrencinin akademik planlama konusunda da artık bir mit mertebesine ulaşmış ve doğruluk payı olmayan ezberlerle hareket ettiğini göstermekte.
Maalesef yıllar içerisinde durmadan SAT sınavına girip mucize bekleyen öğrencilerden tutun not ortalamasını yükseltebilmek için IB Diploma Programı yerine MEB müfredatını seçen öğrencilere, başvuru yazılarında CV’sini hikayeleştirip kendini yücelten öğrencilerden başvurularına altı sayfalık (?) CV’lerini ekleyen öğrencilere yanlış planlama ve beklentilere kurban edilmiş bir çok örnekler gördük. Rekabetin gitgide arttığı bir konjonktürde öne çıkabilmek için optimum olmayan birtakım pratiklere başvurmak anlaşılır olmakla birlikte kolej başvurularına kadar uzanan yolda yapılan rasyonel bir planlamanın ve sahih bir değerlendirmenin önemli bir fark yaratacağı da aşikar.
Kanada üniversitelerine ise son dönemde ilgi oldukça artmış durumda. Bunda finansal faktörlerin oynadığı rol bir yana, Kanada üniversitelerinin uluslararası öğrencilere gitgide daha fazla önem vermeye başlamasının da etkisi hayli fazla. Oldukça eklektik bir eğitim kültürüne sahip Kanada’yı lisans eğitimi için tercih eden öğrencilerimize ilgilendikleri akademik programlar odaklı tavsiyelerde bulunuyor ve başvuru
süreçlerinde kapsamlı destek veriyoruz. Kimi üniversitenin SAT skoru talep ettiği, kimi üniversitenin IB Diploma Programı’nı baz aldığı, kimi üniversitenin de Fransız eğitim kültüründen gelen öğrencilere ayrıcalık tanıdığı bir coğrafyada standart bir süreçten bahsetmek maalesef pek mümkün değil.
UK
UK üniversitelerine başvuru pratikleri ABD üniversite kabul sürecinden oldukça ayrışmakta. Bunun temel sebebi iki ülkenin eğitim kültürü ve zihniyeti açısından barındırdıkları fark.
Zira, ABD kolejleri öğrencinin kampüs hayatına adaptasyonu, sosyal ilişkileri ve entelektüel meraklarını kriter olarak gözetirken, UK üniversitelerinin öğrenci seçiminde önceliği akademik performans, başvurulan programa dair uzun vadeli bağlılık ve evrensel geçerliliği olan bir takım müfredatın resmi sınavlarında gösterilen başarı. Dolayısıyla iki başvuru süreci hem farklı öncelikleri kapsıyor, hem de oldukça değişik bir planlama içeriyor.
TPR Turkey olarak UK üniversitelerinde yer alan akademik programlarla ilgilenen öğrencilere üç ana başlıkta destek veriyoruz.
Öncelikle, öğrencinin UK’deki eğitim kültürüne ne kadar çabuk adapte olabileceği ile ilgili bir değerlendirme yapıyor ve akademik önceliklerine uygun programları belirliyoruz. Bu noktada gözden kaçırılmaması gereken mevzu UCAS başvurularında üniversitelere değil, üniversitelerde yer alan akademik programlara başvurduğunuz gerçeği.
Bu noktada ilk hedefimiz öğrencilerimizin ilgilendikleri programların minimum akademik beklentilerini karşılamaya yönelik bir planlama yapmaktan geçiyor.
Özellikle IELTS Academic Examination baraj puanları ve AP/IB/Abitur/A-Levels/Fransız Bakalorya resmi sınavlarındaki ‘cutoff’ skorları bu aşamada merkezi rol oynamakta. Son olarak ise öğrencilerimize UCAS başvurularında her adayın kaleme alması gereken ve ABD ‘Personal Statement’ına nazaran daha teknik ve akademik odaklı olması beklenen ‘UCAS Personal Statement’ının oluşturulmasında destek veriyoruz.